Tuesday, February 06, 2007

Çocuklar için renkli porsiyon pastalar


Bu pastalari benim ANKAN (Ankarali Anneler) grubumdaki dünya tatlisi arkadasim Umut icin hazirladim. Bu gün onun doğumgünü, buradan tekrar nice yıllara nice mutlu yaşlara demek istiyorum tatlı arkadaşıma. Umut kendisi için kalp şeklinde bir pasta ufakliklar içinde bu tip bir şeyler istemişt. Çocuklar pasta üflemeyi çok severler ya o da bunu düşünerek tek bir pasta yerine en iyisi herkes kendi pastasını üflesin istedi. Bence de çok iyi bir fikir bu, kesinlikle ben de kendi doğumgünümde böyle bir yöntem deneyeceğim. Bu vesileyle pastayı kesmek için yarım saat defalarca mum yakıp üflemek zorunda kalmamış oluruz!

Pastanın tarifini isteyenler buraya...

Malzemeler:

Pandispanya için;
5 adet yumurta (oda sıcaklığında)
1 su bardağo toz şeker
1 su bardağı un (1 t.k. kabartma tozu ve vanilya eklenmiş)
2 çorba kaşığı tepeleme kakao
1/2 çay bardağı fındık yağı
1/2 çay bardağı süt

Yumurtaları ve şekeri yaklaşık 10 dakika çırptıktan sonra yağı, sütü, un karışımını ve kakaoyu da ekleyerek düşük devirde karıştırın. Daha sonra yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine yayarak 150 derecede orta rafta 45-50 dakika kadar pişirin. Soğuduktan sonra kalp şeklinde ya da yuvarlak çember kalıplarla kesin. Kalınlığı çok fazla olmadığı için ben her bir parçayı tek kat olarak kullandım.

Kreması için;

Şeker hamurlu pastalarda diğer pastalardakinden daha yoğun lezzette ama kıvam olarak daha katı kremalar kullanmak çok daha iyi sonuç veriyor. Ben bu pastalar için şu kremayı kullandım;

1 kutu süt kreması
1 paket milka sütlü siyah çikolata

Krema ve çikolatayı tavada eriterek karıştırıp hemen akabinde yine karıştıtrarak soğutmaya başladım. İyice soğuduktan sonra köpüksü bir doku alana kadar da mikserle çırptım.

Pandispanyaların ilk katını biraz sütle ıslatıp arasına bu kremadan sürdüm ve bunun üzerine fıstık krokan koydum. Diğer katı da ıslatıp kremasını sürdükten sonra ilk katların üzerine yerleştirdim ve pastaların tamamını geri kalan krema ile kapladım ve sonra 3 saat beklettim.

Bunların üzerine hazır şeker hamurunu renklendirerek kullandım. Süsleme kısmı sizin yaratıcılığınıza, zevkinize kalmış bir konu belki de en zevkli kısmı bu.

Tuesday, January 09, 2007

Rulo Börek... Renk Renk!


Malzeme konusunda yaratıcılığınızı konuşturmak için biçilmiş kaftan bu börek!
Çoğunuz bilirsiniz "ispanyol böreği" diye anılan bir börek vardır hani, ıspanak, havuç, pastırma üçlüsüyle yapılan. Ben o böreğin tadını çok severim. Bir gün aklıma taklıdı acaba bu böreğe neden "ispanyol böreği" denmiş diye?... Sonra uzun yıllar İspanya'da yaşamış ve muhteşem bir aşçılığı olan bir ablamıza sordum. Kat kat olmasından ileri geliyormuş bu isim. İspanyollar bu tarz yiyecekler hazırlamayı pek severmiş meğer :) Bir gün bize "ispanyol omleti" yapmıştı da bayılmıştık. İlk anda ne olduğunu görünüşünden çıkaramadık. Börek diye düşündük ama sonuç itibariyle patatesli omlet olduğunu anladık. İncecik dilimlenmiş kat kat patatesler bu izlenimi uyandırıyor insanda. Patatesler o kadar ince ki pişmiş bir su böreği hamuru kalınlığındaydı neredeyse :)

Neyse gelelim bizim böreğimize. Resim grubumuzda her hafta birimiz 5 çayı sofrası kuruyoruz :) Bu gün benim sıramdı ve bu börek de sofrada yerini bu vesileyle almış oldu. Evinizdeki malzemlerle, damak zevkinize göre değişik versiyonlarını geliştirebilirsiniz sizler de.

Malzemeler;

4 adet yufka
1 yumurta + 1 yumurta akı
1 bardak soda
sıvı yağ (yufkaları yağlamak için)

Ayrıca harcı için,
300 gr kadar incecik doğranmış pırasa
2 orta boy ince doğranmış soğan
300 gr kadar kıyma
3 orta boy haşlanmış ve ezilmiş patates
3-4 orta boy rendelenmiş havuç

Yapılışı;

temel olarak 3 ayrı harç elde etmemiz gerekiyor. Bu malzemelerden pırasa ve soğanı karıştırarak 3'e böldüm ve 1/3 ünü kıymalı harca, 1/3 ünü patatesli harca, 1/3 ünü de havuçlu harca karıştırdım.

Az yağla kavurarak harçlarımı hazırladım. Kıymalı harcı yaparken önce pırasa+soğan karışımını biraz kavurarak karamelize ettim ve sonra kıymayı ekledim. Kıymayı harlı ateşte kavurursanız suyunu bırakmayacağı için çok daha lezzetli ve yumuşak bir harç elde edebilirsiniz. Ben biraz kimyon ve karabiber kullandım baharat olarak. Daha sonra aynı şekilde patatesli harcı yaptım. Son olarak da havuçlu olanı. Bunu yaparken havuçların yumuşak kalarak pişmesi için 30 ml kadar su ekledim.

Harçları hazırladıktan sonra, yufkalardan birini serip üzerine yumurtayı sodayla hafifçe çırparak elde ettiğim karışımdan birazını yaydım ve biraz da spreyle yağ püskürttüm. Üzerine 2. yufkayı serdim ve yine aynı işlemi tekrarladım. Bu katta olmasını istediğim harç patatesli olandı ve tüm yufkaya yaydım. Bunun üzerine 3. yufkayı serip yumurt+soda+yağ karışımını gezdirdim yine ve sonra kıymalı harcı yaydım. 4. yufkayı da bunun üzerine serpip aynı sırayla en son havuçlu harcı da serdim ve bir ucundan başlayarak rulo yaptım. Rulonun sonunun masanın ucuna yakın bir yerde olması işinizi kolaylaştırır bu ayrıntıyı unutmayın :) Kocaman bir rulom oldu zira yufklarım tabir cazise çarşaf kadardı! Bunu ortasından keserek 2'ye böldüm. Pişireceğim tepsinin içine aldım ve bir gece beklettim. Ertesi gün yumurta sarısı+20 ml kadar süt karışımını böreklerin üzerine sürüp biraz da susam serptim. 180 derecede önceden ısıtılmış fırında üzeri pembeleşene kadar pişirdim.

Durun daha bitmedi! Fırından çıkarıp biraz ılınmasını bekledim ve dilimleyerek tekrar tepsiye dizdim. Yukarıda fotoğrafta gördüğünüz şekildeki dilimlerin iç kısımlarının biraz daha kızarmasıydı amacım. İşte şimdi tamam yani servise hazır :) Afiyet olsun... Posted by Picasa

Sunday, December 31, 2006

Mutlu Yeni Bir Yıl...2007!


Yeni yıl hepinize güzel şeyler getirsin!..veee bayramınız kutlu olsun. Hepsi birarada bu yıl :) Posted by Picasa

Saturday, December 16, 2006

Doğumgünü pastası ve Zencefilli Bisküvi


Veeee Arda 1 yaşında!.. Daha dün doğmuştu sanki ama şimdi bebeklikten çıktı da şirinlikler yapmaya başladı. Geçen hafta doğum gününü kutladık güzel ve kalabalık aile grubuyla. Her şeyin tadını çıkara çıkara :) İyi ki doğdun Arda, yengen seni çooook seviyor!...

Arda'nın pastasını yapma zevkini kimselere bırakmadım tabi ki. Geçen yıl Arca'ya yaptığım pastanın neredeyse aynısı. Tek farkı süslemesi. Pastanın çevresindeki zencefil adamları çocuklar çok severek yediler. Ortadaki büyük zencefil adam aslında güzelce süslenmiş bir bisküviydi ama gidene kadar kırılmış ne yazık ki. Biz de marzipandan bir zencefil adam yaptık hemen. Durumu kurtardık da diyebiliriz buna.

Şimdi zencefilli Bisküvinin tarifi geliyor...

Malzemeler;

125 gr tereyağı
1 kahve fincanı sıvı yağ (fındık yağı iyi gidiyor)
1 yumurta
4 kahve fincanı pudra şekeri
2 tatlı kaşığı zencefil
1 tatlı kaşığı tarçın
1 tatlı kaşığı kabartma tozu
Aldığı kadar un (3 su bardağı kadar)

Yapılışı;
Önce yağ, şeker ve yumurtayı karıştırın. Sonra başka bir kapta 3 su bardağı kadar unu eleyip kabartma tozu, tarçın ve zencefille karıştırın. Yağlı karışıma yavaş yavaş unlu karışımı yedirin. Un miktarını bu şekilde ayarlayın. Sonra 30 dakika kadar dolapta dinlendirin.

İki tane yağlı kağıt arasında merdaneyle 1 cm kadar kalınlıkta açın. Bu şekilde yani iki kağıt arasında açınca yüzeyi çok düzgün oluyor. Sonra da şekilli kalıplarla keserek önceden ısıtılmış 150 derece fırında hafif pembeleşene kadar pişirin. Çok dayanıklı bir bisküvi oluyor hele de hava geçirmeyen kaplarınız varsa bayatlamak bilmiyor bu bisküviler. Afiyet olsun... Posted by Picasa

Tuesday, December 12, 2006

Yılbaşı Pastası Denemeleri


İlk şeker hamuru denememiz :) Bu işi yani pasta yapmayı en az benim kadar seven becerikli arkadaşım Esin'le birlikte yaptığımız yılbaşı pastamız...

Çok heyecanlı ve zevkliydi. Birlikte yapmak, bu heyecanı paylaşmak daha da güzeldi. Esincim iyi ki varsın!...

Biz bu şevkle daha neler çıkarırız ortaya kimbilir. Arkası yarın :) Posted by Picasa

Wednesday, December 06, 2006

Pizza ve Calzone



Bizim için pide neyse İtalyanlar için de Calzone öyle bir şey. Hani nasıl bizim kapalı pidelerimiz vardır bir de açık pidelerimiz, pizza ve calzonenin İtalyanlar açısından benzer bir yanı var.

Ben ikisi için de aynı hamur kullandım ama Calzonenin içinin sosu biraz daha fazlaca ve biraz da farklı.

Hamur Malzemeleri ;

200 ml su (elde yoğurulacaksa ılık)
3 çorba kaşığı zeytinyağı
350 gr un
1 paket kuru maya
1 tatlı kaşığı tuz


Sos Malzemeleri;
pizza için
1 su bardağı domates püresi
2 tatlı kaşığı domates salçası
1 diş ince kıyılmış sarmısak
2 çorba kaşığı zeytinyağı

calzone için
yukarıdaki malzemelere ek olarak 1/2 çay bardağı süt kreması

Harç malzemeleri;

Pizza için ben genellikle jambon, sucuk, mantar ve rendelenmiş kaşar peyniri kullanıyorum. Ustune de pizza baharatı. Bu baharatı yazın Viyana'dan almıştım, Almanca bilen birine içeriğini tercüme ettireceğim yakında o zaman bunun da tarifini veririm. Şimdilik kekik kullanabilirsiniz.

Calzone için harç olarak küp doğranmış sucuk ve dil peyniri kullandım.


Bbu hamuru ekmek makinesinde hazırladım. Eger elde yoguracaksanız 10-15 dakika yoğurup 1 saat kadar da ılık bir ortamda dinlendirin. Daha once yaptığım pizza hamurlarından daha iyiydi.

Elinizi zeytinyağına batırarak hamuru tepsiye yayın ve 10 dakika kadar dinlendirip üzerine malzemeleri yayın. 190 derece fırının alt rafında 20 dakika kadar pişirin. Fırının içine ısıya dayanıklı bir kap içinde su koyarsanız daha yumuşak olur.

Posted by Picasa

Calzonenin hamurunu elde ya da merdane ile açabilirsiniz. Sonra yarısına sos ile karıştırılmış sucukları yaydım ve bunun üstüne de küp doğradığım dil peynirini ekledim. Malzeme ekleme faslı bitince diğer yarısını dolu kısmın üstüne kapattım. Üzerine su sürüp pizzayı pişirdiğim şekilde pişirdim.

Bu tarif benim daha önce fotoğraflayıp da bir türlü bloga koyamadığım bir tarifti. Bu gün arkadaşlarıma bunun değişik bir versiyonunu yaptım ama ne yazık ki fotoğraflamak aklıma gelmedi hiç. O hali de çok hoşumuza gitti. Calzonecikler şeklindeydi :) Pastane poğaçalarından biraz daha büyükçeydi. Başka çeşitlerle ve özellikle salatalarla birlikte çay yanına da sunulabilecek bir çeşit oluşturdu. Bir de bu gun yaptıklarımın üzerine su yerine yumurta akı+sarısı karışımından sürdüm.

Özellikle ekmek makinesi olanlar için, son derece pratik bir şekilde ortaya çıktığından dar vakitlerde bile uygulanabilecek güzel bir tarif.

Afiyet olsun...

Wednesday, November 15, 2006

Marine Tavuk ve Salata



Zaman zaman değişik baharat ve soslarla tavukları marine edip hoşuma gidenleri not alıyorum. Fotoğraftaki tavuklarda kullandığım marinat benim çok hoşuma gitti. Hafif karamelize tat et yemeklerinin havasini degistiriyor. Ben bu tavuk parcalarini salata icinde yemeyi seviyorum ama siz isterseniz yaninda sebze garnitürü, pilav vs ile de servis edebilirsiniz.

Malzemeler;

2 adet tavuk göğsü
2 çorba kaşığı worcestershire sauce
1 çorba kaşığı soya sosu (superior dark tercih ediyorum)
1 çay kaşığı deniz tuzu
1 çay kaşığı toz şeker
2 çorba kaşığı sızma zeytinyağı

Not: Bu sosları büyük marketlerin soslar bölümünde bulailirsiniz.

Yapılışı;

tavuklari ince (1-1,5 cm) dilimleyin ve marinata yatırın. Bir gece buzdolabında bekletin. Sonra biraz sıvı yağda teflon tavada ya da kalın tabanlı başka bir tavada önce harlı sonra kısık ateşte pişirin.Eğer içi iyi pişsin diye en başından kısık ateşte pişirmeye başlarsanız etin içindeki bütün suyu kaybedersiniz. Bu yüzden dışında bir kabuk oluşacak şekilde önce harlı ateşte pişirmeniz her zaman daha iyi sonuç verir.

Ben bolca atom salata ve dil peyniri üzerine bu tavuk parçalarını çok yakıştırdım.

Afiyet olsun... Posted by Picasa

Monday, November 06, 2006

Çift Katlı Doğumgünü Pastası

Uzun süredir güncelleyemediğim sayfamı biraz hareketlendirmenin zamanı geldi :) Aslında bir saattir yazdığım tarifin faili meçhul bir şekilde uçup gitmiş olmasından dolayı biraz bozuldum. İşin tuhafı sanki aklımdakiler de uçup gitti. Yeniden toparlamaya çalışacağım.

Bu pasta tarifi de benim yaptığım diğer pastalara benziyor aslında. Yaş pastada yağ kullanılması hoşuma gitmediği için klasik tarifimden vazgeçemiyorum. Arada değişik bir şeye heveslenip de yaptığımda kendi kendime diyorum ki boşver sen bildiğinden şaşma ;) Kekinde ya da kremasında yağ kullanılan pastalar çok ağır geliyor bana. Şimdi gelelim tarife...

Bu pastada ara malzeme olarak fındık krokan kullandım. Krokanı sevgili Zuhal Yalçın'ın fındıklı tarifler sitesindeki ayrıntılı anlatımına göre yaptım. Ben bu pasta için verilen tarifin 2 katını uyguladım.

Daha sonra bunu rondoda çekebilirsiniz ya da çok ufalamadan, bir poşetin içine yayarak havan yardımıyla kırabilirsiniz.

Pasta için gerekli diğer malzemeler;

1 Pandispanya için,

5 yumurta

1 su bardağı toz şeker

1 su bardağı un

1 çay kaşığı kabartma tozu

(Kullandığım su bardağı 200 ml liktir)
Ben bu ölçüleri kullanarak 2 ayrı kapta 2 ayrı pandispanya hamuru hazırladım. Pandispanyanın yapılışını bu linkten okuyabilirsiniz.

Bir büyük bir de küçük kelepçeli kalıp kullandım. Pandispanyaların aynı kalınıkta olması için her iki kalıbı da orta seviyesine kadar hamurla doldurdum. Büyük kalıba bir ölçü hamuru koyduktan sonra biraz da 2. hamurdan ilave ettim böylece 2. hamur küçük kalıba da tam gelmiş oldu.

Pandispanyalar pişip soğuyana kadar ara kremayı hazırlayabiliriz. Bunun için,

2 paket vanilyalı puding

1 lt süt

2 paket Milka beyaz çikolata

gerekiyor. Pudingleri pişirip içine beyaz çikolataları da ekleyerek soğuyuncaya kadar karıştırın ki kabuk olmasın üzerinde.

Pandispanyalar soğuduktan sonra her ikisini de ikiye bölün. Pastayı hazırlayacağınız tabağa büyük kekin 1. parçasını koyun ve üzerine sırayla ara krema+fındık krokan+ ara krema koyarak 2 katı kapatın. Bunun üzerine küçük kekin 1.katını kapatmadan önce biraz ara krema sürerek yapışmasını sağlayın. Bu aşamada üstteki kekin kaymaması için ortasına 1 çöp şiş saplayıp uzun kısmını kesebilirsiniz. Küçük kekin 1. katı üzerine de aynı şekilde ara krema+fındık krokan+ ara krema sürerek küçük 2. katı da kapatın. Şimdi artık en zevkli bölüme yani süslemeye geçebiliriz :)

Üst krema için;

2 paket süt kreması (200 ml lik)

2 paket milka sütlü siyah (ya da bitter başka çikolta)

4-5 çorba kaşığı dolusu kakaolu toz içecek (milka, nesquick vs)

Süt kremalarını karıştırıcıyla iyice çırptıktan sonra yukarıdaki gibi benmari usulü (sıcak suyun içine oturtulmuş bir başka kap içinde) çikolatalarınızı eritin. Sonra bunu çırpılmış süt kremalarınızın içine karıştırın. Bu aşamada kremanın da oda sıcaklığında olması gerekiyor hatta eritilmiş çikolatalar da çok sıcak olmazsa daha iyi sonuç alırsınız çünkü krema soğuk çikolata sıcak olursa çikolata donacağından kesik kötü bir görüntüsü olacaktır. Bu işlemden sonra kakaolu tozu da yavaş yavaş ekleyerek çırpmaya devam edin ve kremayı sürülebilir kıvama getirin.

Şimdi artık bir spatula yardımıyla kremayla pastanızı tamamen kapatabilir ve süsleyebilirsiniz. Ben süslemek için dekoratif amaçlı çikolata ve şekerlerden ve kalan krokan ile kremadan kullandım. Pastayı bir gün önceden hazırlayabilirseniz ertesi gün çok daha lezzetli olacaktır.

Afiyet olsun...

Posted by Picasa

Friday, October 06, 2006

Çilekli ve Fındık Krokanlı Kap Kekleri



Lezzetli, süslü, vitaminli minik pastacıklar bunlar. Tahmin edileceği gibi çocuklar için yapıldılar. Bakın yukarıdaki fotoğrafta minik bir elin parmakları her an içlerinden bir tanesini kapıp gitme hazırlığı içinde. İşte hepsini biraradayken çekeyim telaşı ile çekilebilen tek fotoğraf da bu zaten. Geçen gün de pasta yaparken hazırladığım çikolatalardan kapabildiğini kapıp koşarak içeri gidip yedi ve yine geldi acaba bu sefer ne kaçırabilirim diye :) Fazla yedirmiyoruz ya o da fırsatı bulmuşken değerlendireyim diyor.

Bu kap keklerinin formülü tamamen benim mutfak laboratuvarımda geliştirdiğim bir formül. Çok başarılı oldu bence, çeşitlendirmeyi düşünüyorum :) Yeni şeyler denemek çok eğlenceli oluyor. Bir de şöyle bir şey oldu kap keklerini yaptıktan sonra kalan hamuru başka bir kalıba döktüm ama malzemeler kalıba yapıştı. Tadı güzel tabi yine ama şekli olmadı. Bu durumda hemen bir karar veriyor ve bir dahaki sefere kap keki yapılacaksa hepsi bu şekilde olacak diye kendi kendime söz veriyorum. Ne farkeder diye içinden geçirenler vardır belki söyleyim, kek kapsülleri içinde yapınca kalıba yapışan malzemeler kağıda yapışmıyor çünkü zaten küçükler ve dibe çöktü derdi olmuyor malzeme daha eşit dağılıyor vs.

Bu tarifte kullandığım değişik bir malzeme var aslında. Yazın sizinle paylaşmak istediğim halde bir türlü fırsat bulamadığım için yazamadığım çilek şekerlemelerim. Neyse artık bir dahaki bahara diyeceğim çünkü şimdilik tarifi versem de çilek olmadığı için ya da yaz çileğinin tadını vermeyeceği için anlamsız olacak.


Şimdi geçelim tarife...

Malzemeler :
Kek için;

3 yumurta
3 su bardağı Sinangil fındık aromalı kek unu
1 su bardağı toz şeker
1/2 su bardağı soya yağı
1+1/2 su bardağı süt
2/3 su bardağı çilek şekerlemesi
2/3 su bardağı fındık krokan

Üzeri için;
1 kutu süt kreması (pınar kullandım)
4 çorba kaşığı çilekli Nesquick
3 çorba kaşığı labne peyniri (light olanından)
süs şekerleri

Yapılışı:
Keki hazırlarken yumurta ile şekerleri önce düşük sonra yüksek devirde 5-6 dakika kadar çırpın. Sonra sırayla yağı ve sütü ekleyin ve karıştırın. En düşük devirde çırpmaya devam ederken kaşık kaşık ununuzu ekleyin. Sonra çırpmayı bırakıp çilek şekerlemelerini (siz de aktarlardan bulabilirsiniz) ve fındık krokanı ekleyin. Bunları kaşıkla yavaşça karıştırın ve muffin kalıplarına koyduğunuz kek kapsüllerinin içine paylaştırın. Bu kek kapsüllerinin 2-3 tanesini birlikte kullandım ben şeklinin düzgün olması için. Kapsüllerin 2/3 kadar kısmını doldurmak yeterli oluyor. 150 derece fırında orta rafta pişirin.

Üst kreması bence krem şantiye ve daha bir çok kremaya göre oldukça sağlıklı ve lezzetli bir krema. Önce süt kremasını mikserle bir süre çırpın sonra nesquick ve labneyi ekleyerek katılaşmasını sağlayın. Çilekli Nesquick'te kullanılan pembe renk pancardan elde ediliyormuş bu da ayrı bir hoşluk bence.

Kap kekleriniz fırından çıktıktan sonra ılınmasını bekleyin ve sonra kremayı sıkıp en üstü de şekerleme gibi bir şeylerle süsleyebilirsiniz.

Afiyet olsun... Posted by Picasa

Sunday, October 01, 2006

Pannettone (Milano'nun noel pandispanyası)

Çocukken, oturduğumuz apartmanın altında bir pastane vardı. Sabahın erken saatlerinden itibaren apartmanın aydınlığından, kapıdan pencereden her yerden mis gibi pasta kokuları yayılmaya başlar akşama kadar bu böyle devam ederdi :) Hele de o paskalya çöreklerinin kokusu dayanılmaz güzellikteydi. Sokaklarda oynardık, yorulurduk soluğu bu pastanede alırdık. Necati abimizin gülen yüzü eşliğinde gelsin limonatalar gitsin çörekler bir güzel depoyu doldurur sonra yine oyuna dalardık. Hava sıcakmış soğukmuş kimin umurunda. Bu çöreğin kokusu beni aldı o günlere götürdü, sonra biraz hasret giderdik. İşte size bu küçük mutluluğun tarifi:

Malzemeler;
2/3 su bardağı süt
2 yumurta
80 gr tereyağ (ya da 75 ml sıvı yağ)
130 gr un
60 gr şeker
130 gr un
1 paket instant maya (10 gr yaklaşık 1 çorba kaşığı)
6 çorba kaşığı kuru üzüm
4 çorba laşığı ağaç kavunu şekerlemesi (ya da kuru kayısı)

Yapılışı;
Ekmek makinesinde yapacaksanız malzemeleri bu sırayla eklemeniz gerekiyor. 3 saatlik programda, 1. kıtır seviyesinde ve 750 gr seçeneğinde pişirdim.

Elle yoğurup pişirecekseniz (ki ben bir daha yapacağım zaman mutlaka bu şekilde denemek istiyorum) un ve kuru meyveleri karıştırdıktan sonra ortasını havuz gibi açıp yumurta, ılıtılmış süt, şeker ve mayayı koyup yaklaşık 10-15 dakika yoğurun. Sonra ılık bir yerde 1 saat kadar mayalandırın. Ben bunu fırının yoğurt mayalama ayarında yapıyorum bu günlerde malum hava serin ama kalorifer yakılacak kadar değil. Sonra istediğiniz şekli verip ki saç örgüsü formu yakışır bence, üzerine su ya da yumurta sarısı sürerek tepside 30 dakika kadar daha mayalandırın ve önceden ısıtılmış 200 derce fırında, orta rafta kızarıncaya kadr pişirin.

Ben en son aktara gittiğimde bu tip çörk, kurabiye, kek vs de kullanmak üzere değişik meyve şekerlemeleri almıştım. İçlerinden biri bir şey kavunuydu ama ne olduğunu hatırlayamadım bir türlü. Bu tarifte ağaç kavunu diye okuyunca onu koydum güzel de oldu ama kurutulmuş kayısı da bence gayet güzel yakışır bu çöreğe. Bir de aklıma gelmişken yazayım, mayayla yapılmış çöreklerin kabartma tozuyla yapılmış olanlara göre besin değeri daha yüksekmiş.

Maya doğal bir B vitamini kaynağı ve özellikle çocuklar için çok önemli. Bu nedenle yoğurt, kefir, ekmek gibi mayalanmış yiyeceklerden çocukların mutlaka tüketmesi gerekiyor. Bazen dikkatimi çekiyor çocuklara aman lapacı olmasın diye ekmek yedirmeye yanaşmıyor bazı ebeveynler. Her şeyin fazlası zarar ama çocuklar günde bir kaç dilim ekmek yemekle lapacı olmazlar kimse endişe etmesin :) Aynı şekilde ekmeği de çeşitlendirmek gerekiyor yani ne her zaman beyaz ekmek ne her zaman kepekli ya da diğer tahıl unları. Sağlıklı nesiller yetiştirebilmek için hepimize görev düşüyor. Bu konuda edindiğim bilgileri zaman zaman sizlere aktarmaya çalışacağım. Sizler de katkıda bulunursanız sevinirim.

Sağlıklı günler dilerim.

Posted by Picasa