Wednesday, October 19, 2005

Mine'nin kadayıfı aklıma takılmıştı... Şimdi artık midemizde...


Sevgili Mine 'nin yaptığı kadayıf öyle güzel görünüyordu ki, ne zamandır aklımdaydı denemek. Yıllar önce bir kere çok başarısız bir denemem olmuştu, o kadar başarısızdı ki kadayıf dendi mi tüylerim havalanıyordu! Neyse sonunda bu duygudan kurtuldum :) Yiyenler de bayıldı, teşekkürler sevgili Mine...

KADAYIF TATLISI

Malzemeler
500 gr kadayıf
120 gr tereyağı
150 gr dövülmüş ceviz

Şerbet için;
3 su bardağı şeker
3 su bardağı su
1,5 çorba kaşığı limon suyu

Yapılışı:
Önce kadayıfları tel tel ayrılacak hale getirip sonra da eritilmiş ılık tereyağ ile her yeri yağlanacak şekilde karıştırdım. Bu şekli verebilmek için ben çok küçük olmayan orta büyüklükte bir fincan kullandım. Kadayıftan bir tutam alıp fincanın dibine yerleştirdim ve ortası çukur kalacak şekilde sıkıştırdım. Sonra ortasındaki çukura bolca ceviz koyarak bir tutam daha kadayıfla kapattım ve onu da sıkıştrıdıktan sonra yağlı kağıt serilmiş tepsiye ters çevirdim. Hepsini bu şekilde dizip, iyice kızarana kadar 150 C de pişirdim. Yaklaşık 3 tepsi kadayıf oldu. Bu kadayıfların yarısı bir grup misafir için yarısı da başka bir grup içindi. Bu nedenle yarısının şerbetini dökmedim. Yukarıda verdiğim şerbet ölçüsünün yarısını yaptım. Daha sonra kalan kadayıfları da tekrar yukarıdaki ölçünün yarısı ile hazırladığım şerbetle tatlandırdım. Burada dikkat edilmesi gereken şey eğer kadayıf soğuksa şerbetin sıcak olmasıymış annemin dediğine göre. Bu şekilde yapınca ikinci grup daha güzel oldu gibi geldi bana.

Bir de Mine'nin ölçüsünden farklı olarak benim ceviz miktarım daha fazla gibi, bir de şerbet biraz daha fazla. Bu damak zevkine göre ayarlanabilir.

Tekar teşekkürler sevgili Mine...

NOT: Bu arada Mine'nin kurabiye tariflerine ve fotoğraflarına bayılıyorum. Baktıkça içim açılıyor :)

Saturday, October 15, 2005

NarYE...


NARLI GÜLLAÇ

Bu akşam iftarı ailece yaptık. Zaten ramazanın da tadı böyle çıkıyor aslında. Birlikte ezanın okunmasını beklemek, hep birlikte yemek yemek, üstüne içilen mis gibi demlenmiş çaylar, bir de tabiki özenle yapılmış tatlılar. Akşamki tatlılarımızdan biri de sevgili yengem Rezzan'ın Narlı Güllaç tatlısıydı, yani nar etkinliğimize ait tarifimin altında aslında Rezzan'ın imzası var. İşte tarif:
Malzemeler
6 yaprak güllaç
1 bardak iri kırılmış ceviz
1 lt süt
6 çorba kaşığı toz şeker
2-3 çorba kaşığı gül suyu
Sosu için;
2 su bardağı nar suyu
2,5 tatlı kaşığı nişasta
4 tatlı kaşığı toz şeker
Süsleme için
1/2 su bardağı nar tanesi

Yapılışı
Süt ile şekeri karıştırarak ateşe alın. Isınan sütün içine yavaş yavaş küçük parçalara kırılmış güllacı karıştırın. Sürekli karıştırarak pişirin ve 1-2 dakika kaynattıktan sonra ateşten alın. Biraz ılındıktan sonra gül suyunu ilave edin. Soğumaya yakınken de cevizi ekleyin ve bir kalıba dökün. Kelepçeli kalıp gibi bir kalıba da dökebilirsiniz ama altına streç film sererseniz bozulmadan çıkması daha kolay olur. Daha sonra dolaba kaldırın.

Bir yanda nar suyu, şeker ve nişastayı biraz kıvam alana kadar pişirin. Çok koyu kıvamlı olmaması gerekiyor, çünkü sadece sos olacak.

En son servis yaparken, tatlınızın üzerine sosun bir bölümünü dökün ve nar taneleri ile de süsleyin. Sosun kalan bölümünü tabaklara dilimlenen güllacın üzerine dökmek için ayırın. Afiyet olsun...

Sevgili Dilek sana ev sahipliğin için şimdiden teşekkür ederim...

Tuesday, October 11, 2005

Doğumgünü tariflerinin devamı ;)

MÜRDÜM ERİKLİ CEVİZLİ TURTA

Sevgili yengem Rezzan, doğum günü için harika bir tart yapmıştı. Ben de size tarifi kendi yazısıyla aktarmak istiyorum.


Malzemeler
2 su bardagı un
125 gr margarin
1 yumurta
100 gr iri çekilmiş ceviz ( ben buna fındık ta ilave ettim)
1 su bardağı tozşeker
2 çorba kaşığı çok soğuk su
1 tutam tuz

Üzeri için
15 mürdüm eriği
3.5 çorba kaşığı un
100 gr ince çekilmiş ceviz
8 çorba kaşığı pudra şekeri
60 gr tereyağ
2 yumurta
1 çorba kaşığı tozşeker


Hamur için margarini oda sıcaklığında yumuşatın. Un toz şeker ufak parçalara doğranmış margarin ve tuzu hamur yoğurma kabına alıp pütürlü bir karışım elde edene kadar yoğurun
Yumurta ceviz ve soğuk suyu ekleyip yoğurmaya devam edin .

Üzeri için mürdüm eriklerini 4 dilime kesip çekirdeklerini çıkarın . oda ısısında yumuşatılmış tereyağını mikserle bir kapta çırpın. Yumurtaları teker teker yedirerek ilave edin . Un 7 kaşık pudra şekeri ve cevizi ekleyerek iyice karıştırın .

Hamuru unlanmış bir zemine alıp merdane ile 3-4 mm inceliğinde açın 22 cm çapında kelepçeli kalıbı yağlıyıp içine hamuru yayın . önceden ısıtılmış fırında ( 180 derece ayarlı)
10 dakika pişirin . fırından çıkarıp üzerine toz şer serpin ( ben bu kısmı yapmadım)
Tereyağlı yumurta karışımını ilave edin. Üzerine erik dilimlerini dik olarak batırın . 10 – 15 dak fırında pişirin ( ben pişirme sürem 30 dak üzerinde oldu ) ılınınca üzerine pudra şekeri serpin . ben pudra şekeri serpmedim onun yerine krema ile servis yaptım daha lezzetli oluyor . onun için iki tabaka arasındaki tozşekeri dökmedim.

Bu tarif lezzet dergisi eylül 2005 sayısından

Ellerine sağlık Eco'cuğum, okuyunca hemen gidip yapasım geldi :) Çok lezzetliydi...

Sunday, October 09, 2005

Tatil bitti... En azından şimdilik :)

SAKIZLI LORLU KURABİYE











Tatile gitmeden önce sevgili Sibel 'in damla sakızlı ve lorlu kurabiyesini denemiştim. Zaten ne zamandır aklımdaydı ama tatlı lor bulmak çok kolay olmuyor buralarda. Benim her zaman peynir aldığım bir mandıra var Yeni Pazar diye. Onlar getiriyorlar ama malesef her zaman ben denk gelemiyorum. Daha önce alıp da derin dondurucuda sakladığım yarım kilocuk vardı elimin altında. Benim kendi geliştirdiğim bir pizza tarifim var bir gün onu da tam ölçüleriyle yazarım sizlere. Bu tarif için saklıyordum aslında o loru ama baktım ki iş uzuyor ben de şimdi kullanayım bari dedim. İşte tahmin ediyorum ki bu yüzden benim kurabiyeler biraz değişikliğe uğradı. Donup da çözülmüş bir lor, tazesi gibi olmuyor mutlaka. Bir kere çok su bırakıyor. Bu yüzden tarifte verilenden daha fazla un aldı. Bu sefer ben sert olmasından korktuğum için içine biraz daha zeytinyağı ekledim. Kısacası hamuru toparlayabilmek için biraz cebelleştim ama yine de çok güzel oldu kurabiyeler.

Ben bu tarifi çok benimsedim çünkü hem çok lezzetli hem de çok besleyici ve sağlıklı. 2,5 yaşındaki oğlum tepsinin başına oturdu ve sıcağıyla bir kaç tane kurabiyeyi yedi :) Zannetmeyin ki çok iştahlı bir çocuk. İştahı normaldir hatta biraz da cins bir çocuktur yemek konusunda. Kendine has tercihleri var. Mesela süt içmez... süt içmeyen bebek olur mu hiç? Oluyormuş işte! Her gün küçük beyin bu açığını kapatmaya çalışmak bana düşüyor tabi ki :) Tarifi çok sevmemin sebeplerinden biri bu. Hatta damla sakızı dışında vanilya, kakule vs aromalarla da tatlandırıp değişik versiyonlarını geliştirebiliriz, ama yine deeee damla sakızı çok çok güzel bir lezzet veriyor.

Bu kurabiyeyi denemek için biraz deneyimli olmak gerekiyor gibi geldi bana. Nasıl desem, o kıvamı iyi bilmeyen birisi un miktarını iyi ayarlayamayabilir mesela. Ben size tamamen Sibel'in verdiği ölçüleri vereceğim tarifin aslına sadık kalarak. Dediğim gibi peynirimden dolayı benim ölçüm çok farklı oldu. Yalnız şunu söyleyim eğer damla sakızını seviyorsanız biraz daha bol kullanabilirsiniz. Ben biraz fazla kullandım ve çok güzel oldu. Hatta annemler biraz daha fazla koyabilirmişsin dediler. Tabi bu biraz da herkesin kendi damak zevkiyle ilgili bir şey.

Malzemeler:
- 1/4 su bardağı zeytinyağı
- 250 g lor
- 1 su bardağı şeker
- 2 yumurta (birinin beyazı ayrılacak)
- 1/4 limonun suyu
- 1 çay kaşığı karbonat
- 2 su bardağı un (yaklaşık)
- 2 küçük parça damla sakızı
- Bir kase susam

Yapılışı ile ilgili detayları da yazmıyorum. Özellikle Sibel'in sayfasından okumanızı tercih ederim çünkü tarif vermenin ötesine geçmiş çok hoş paylaşımları var.

Sibel'e çok teşekkür ediyorum yine, bu tarifi arşivimize kazandırdığı için. Bize ait tatlar bunlar, damla sakızı, lor peyniri ve tabi zeytinyağı. Bu yönü de daha cazip kıldı açıkçası, daha bir sahip çıktım sanki bu tada...