Sunday, July 09, 2006

Var mi yumurta gibisi...

YEŞİL SOĞANLI SEBZELİ OMLET

Özellikle yazın çok sevdiğim, kahvaltıda tercih ettiğim lezzetli ve hafif bir omlet tarifini paylaşmak istedim sizlerle. Kuş gribi korkusuyla çoğu evin mutfağından çıktı ne yazık ki bu olağanüstü protein deposu. Anne sütüne eşdeğer protein kaynağı olduğunu söylüyor uzmanlar. Özellikle çocuklar için çok önemli bir başka deyişle.

Doğadaki ekolojik dengenin kolay kolay bozulmayacağına inananlardanım. Bu işlerin içinde bir insan parmağı var mutlaka diye düşünüyorum başından beri. Öyle ya da böyle... Kuş gribinden sonra şimdi de "kene" korkusu başladı. Bunda da bir bit yeniği var gibi geliyor bana :) Geçenlerde bir arkadaşım kenenin bu yaz bu kadar artmasının nedeninin itlaf edilen tavuklar olduğundan bahsediyordu. Hiç aklıma gelmemişti ama mantıksız da değil. Her şey bir denge ve düzen içinde devam ediyor, bozmamak için en azından elimizden geleni yapmak da bizim görevimiz.


Malzemeler:
3 yumurta
1 çay bardağı süt
1 çorba kaşığı zeytin yağı
6-7 dal kıyılmış taze soğan
küçük bir kase küp doğranmış ve sotelenmiş sebze
tuz, karabiber

Yapılışı:
Zeytin yağı ile soğanları ve tercih ettiğiniz ya da elinizin altında bulunan bir sebzeyi soteleyin. Ben bu omlette mantar kullandım gayet güzel oldu, kabak ve patlıcan da güzel oluyor. Tabi patates de. Yalniz soğanlarin ölmemesi icin sebzeleri onceden soteleyebilirsiniz. Bu omlette yeşil soğanların biraz diri kalması gerekiyor çünkü zaten omlet pişerken yeterince pişiyor.

Sebzeleri soteledikten sonra bir çırpma kabında yumurta, süt ve tuz ile karabiberi hafif çırpın. Omleti yapacağınız tavaya önce sebzeleri yayıp üzerini örtecek şekilde de çırpılmış yumurtanızı yayın. Tavanız büyük gelirse ya da sebzeler fazla gelirse biraz daha yumurta ve süt karışımı ekleyebilirsiniz. Fazla gelen omletinizi bir gün dolapta saklayabilirsiniz.

Üzerini kapatıp altını da iyice kısarak altının kızarmasını bekleyin. Ben çift taraflı teflon tavada pişirdim. Hani kapağı da tava olanlardan. Yoksa da önemli değil bu tavayı almadan önce yine bir teflonda pişirip üzerini örttüğüm kapağa çevirerek de aynı sonucu elde edebiliyordum. Yalnız teflonlarınızı mutlaka yağlayın aksi taktirde kanserojen olabileceği iddiaları var duymuşsunuzdur mutlaka. Aslında ben bu haberleri duydupğumdan beri zaten çok kullanmadığım teflonları iyice azaltıp kalın tabanlı çeliklere yöneldim eni konu ama bazen de az yağ hatırına tedbirli davranmaya çalışarak kullanıyorum yine de.

NOT: Mümkünse bu tarifin sebzesini "közlenmiş patlıcan" olarak deneyin bayılacaksınız ;)

Monday, July 03, 2006

bu kadar tembellik yeter ama...:)





Tatile gitme hazırlığıydı, tatildi dönüştü derken buralara pek uğrayamadım. Acısını çıkarırız inşallah bundan sonra.

Yazın çorba çok da aranmaz aslında ama sevdiğimiz çorbaları yaz kış ayırt etmeden severiz biz. Özellikle domates çorbası en sevdiğim çorbadır benim. Eminim çoğunuz zaten biliyorsunuzdur yapılışını ama benim ki oldukça pratik, doğal ve de lezzeti de garantili bir domates çorbası. O yüzden basit bir tarif diye ayrım yapmadan sizlerle paylaşmak istedim.

DOMATES ÇORBASI

Malzemeler

1 lt domates suyu
2 bardak süt
1 bardak su
3 çorba kaşığı un
2/3 kibrit kutusu kadar tereyağı (yaklaşık 2 çorba kaşığı dolusu)
tuz
üzerine serpmek için rendelenmiş kaşar peyniri

Yapılışı:

Un ve tereyağ tencerede orta ateşte süreklikarıştırılarak pembeleştirilir. Mis gibi meyane kokusu buruna gelir... Bu aşamada şunu söylemeden geçemeyeceğim. Bu çorbada ve hatta bence bütün çorbalarda tereyağ çorbanın lezzetini çok etkileyen bir eleman. Domates çorbasını başka bir yağla yapıldığı taktirde hiç yememeyi tercih ederim.

Un pembeleştikten sonra oda sıcaklığındaki domates suyu yavaşça karıştırılarak ilave edilir. Topaklanmaması için hızlı ve sürekli karıştırmak gerekiyor. Daha sonra süt ve su da ilave edilip karştırmaya devam edilir. Bütün tedbirlere ve çabalara rağmen yine de topaklanabilir ki bu durumda el blenderi ile bu durumun da üstesinden gelinir.

Sonra tuzu ilave edilip 10 dakika kadar kısık ateşte kaynatılır ve de biraz dinlendirilip üzerine kaşar rendesi ile afiyetle yenilir...