Friday, January 27, 2006

Düşük kalori, yüksek lif oranı :)


CEVİZLİ KAYISILI KEK

Geçenlerde sevgili Tijen'in 'Mutfakta Zen' kitabındaki Kekmiksli Kurabiye tarifinden esinlenerek bu keki yaptım. Aslında Tijen'in kurabiye tarifini aynen uyguladım ve çok lezzetli oldu ama fotoğrafını çekmeye fırsat bulamadan yedik ve bitti! Bu keki de benzer şekilde yaptım ve bu da çok güzel oldu. Hem de son derece sağlıklı olduğu için gönül rahatlığıyla yedik. Artık suni tatlandırıcılı light yiyeceklere ve içeceklere son verdim!

Malzemeler

1 bardak gün kurusu kayısı (önceden suda ıslatılmış)
1 bardak ceviz (iri kırılmış)
1 bardak esmer şeker
3 yumurta
3 bardak tam un
1 tatlı kaşığı kabartma tozu
1 tatlı kaşığı dolusu tarçın
1 su bardağı yoğurt
1/3 su bardağı sıvı yağ (ben fındıkyağı tercih ettim)

Yapılışı

Yumurta ve şekeri önce düşük sonra yüksek devirde 5 dakika kadar çırpın. Sonra yağı ve yoğurdu ekleyin ve karıştırın. Diğer tarafta kuru malzemeleri karıştırın (kayısı ve ceviz hariç). Yumurtalı karışıma unlu karışımı ekleyin ve düşük devirde karıştırın. En son 2-3 parçaya kesilmiş kayısı kurularını ve cevizi de kaşık yardımıyla karıştırdıktan sonra yağlanmış ve unlanmış kek kalıbına dökerek 150 derecede 1 saat kadar pişirin.

Çok lezzetli ve doyurucu, bol lifli bir kek oldu.

Afiyet olsun...



Tuesday, January 24, 2006

Mutfak perisinin fısıldadıkları...


Sevgili Sibel dün beni sobelemişti :) Mutfaktaki küçük sırlar için... Ben de sürekli uyguladığım şeyleri paylaşmak istedim sizlerle. Mutlaka çoğunuz biliyorsunuzdur da, mutfağa yeni yeni girmeye başlayanlar için faydalı olabileceğini düşünüyorum.

Aslında nereden başlayacağımı bilmiyorum ama yazdıkça aklıma gelir diye umuyorum. Şu an aklım bomboş sanki! Yine de azimliyim...

  • Yemek için soğan kavururken mutlaka soğanın tadının karamelize olmasını isterim ve bunun için de orta ateşte tencerenin başında sürekli karıştırarak beklerim. Renkleri pembeleşince diğer malzemeleri eklemeye başlarım. Bir süre de o şekilde kavrulurlar. Eğer soğanlar karamelize olmazsa o yemeğin tadı ne koyarsam koyayım eksik olur :)
  • Yemek tencerelerimi mümkün olduğunca kalın tabanlı çelik tencerelerden seçerim. Tabi çok kolay bulunmuyor böylesi ama en iyi sonucu da bu tip tencereler veriyor.
  • Pasta, kek, kurabiye ve poğaça türünden bir şeyler yaparken kabartma tozunu mutlaka elenmiş una karıştırarak kullanırım. Bir de bu kabartıcıların aktif hale gelebilmesi için, limon suyu gibi asitli bir şeyle reaksiyona girmesi gerektiğini okumuştum. O zamandan beri 1 çay kaşığı limon suyu da ekliyorum hamura.
  • Börek, çörek üzerine yumurta sarısı kullandığım zaman ayırdığım yumurta aklarından ya hemen bir kaç sebze ile birlikte kendime düşük kalorili bir omlet yaparım ya da peynirli iç kullanacaksam bu içe karıştırırım, çok daha yumuşak ve zengin bir iç malzeme elde etmiş olurum. Kuş gribi benim yumurta kullanımımı hiç azaltmadı, özellikle çocuklar için en kaliteli protein kaynağı çünkü.
  • Zamanın kısıtlı olacağı dönemlerde 4-5 tane soğanı incecik kıyar ve küçük kaplara (1 yemeklik) koyar derin dondurucuya kaldırırım. Kullanacağım zaman da çözdürmeden direkt kullanırım.
  • Muz alırken, çok kısa sürede tüketmeyeceksem hafif yeşil olanlarını seçerim ve kalın bir kağıda (bir kaç sayfa gibi) sararak balkona ya da serin bir yere kaldırırım ama buzdolabına değil :)
  • Pilav pişirirken önce hafif ateşte biraz kavururum ve bu aşamada tuzun yarısını eklerim yani pirinci tuzla birlikte kavururum. Bir de daha tane tane bir pilav istiyorsanız ıslatıp beklettiğiniz pirinci soğuk suyla nişastası iyice akana kadar yıkayın. Soğuk su altında yıkama işlemini patates kızartacağınız zaman da uygulayabilirsiniz.
  • Pizza gibi bir şey pişirirken pişene kadar üzerinin kuruyup sertleşmemesi için küçük çelik bir kaba su doldurup fırının bir kenarına koyarım. Pizzanın peynirini fırından çıkarmadan hemen önce serperim.
  • Et yemeği yapacağım zaman etleri bir gün önceden biraz tuzlar ve rendelenmiş soğan suyunda bekletirim. Çok daha lezzetli ve yumuşak olur.
  • Kurabiyeleri uzun süre taze kalmaları için kapaklı cam bir kavanozun dibine peçete koyarak saklarım.
  • Köfte ya da et, tavuk vs pişirirken önce harlı ateşte bir yüzünü pişirip, diğer yüzünü de 1-2 dakika pişirdikten sonra içinin de iyi pişmesi için altını kısarım. Bu şekilde pişen etin suyu içinde kaldığı için çok daha lezzetli olur.

Hepinize sevgiler ve başarılı denemeler...

Friday, January 20, 2006

Antep Fıstığı ve Çikolata



İkisi de ne kadar lezzetlidir, biraraya geldiklerinde katmerli olarak artıyor galiba tatları :) Sevmeyen var mıdır acaba bunları? Ben görmedim! Bu pasta da özellikle bu ikiliye benim gibi çok sevenlere ithaf olunur...

Aslında biraz fotoğraf ekleme konusunda eksiklerim var. Bunu tam olarak öğrenebilmem için daha çok zaman ayırmam gerekiyor ki şimdilik bu da zor görünüyor. Şimdi size pastanın dışında içindeki çikolata kaplı fıstıkları da yapım aşamalarıyla göstermek isterdim ama galiba sadece anlatmakla yetineceğim.

ANTEP FISTIKLI ÇİKOLATALI PASTA

Pandispanya için;
4 yumurta
1 su bardağı toz şeker
1 su bardağı elenmiş un
1 çay kaşığı kabartma tozu
1/2 çay kaşığı saf vanilya

Pandispanya için önce yumurta ve şekeri yüksek ayarda krema gibi olana kadar çırpın (yaklaşık 8 dakika) ve sonra elenmiş un, kabartma tozu , vanilya karışımını spatula gibi bir şeyle sadece homojen olana kadar karıştırın (çırpmadan). Tabanına yağlı kağıt serilmiş kelepçeli bir kalıpta 150-160 derecede yaklaşık 45 dakika 1 saat kadar pişirin.

Ara Kreması
1 paket kakaolu pudingi üzerinde yazandan 100 ml kadar eksik sütle pişirip soğutun ya da herhangi bir pasta ara kreması kullanabilirsiniz. Soğuturken arada karıştırırsanız üzerinin kaymak tutmasını engellemiş olursunuz.

Üst Kreması
1 paket taze süt kreması
3 çorba kaşığı labne
3 çorba kaşığı pudra şekeri
1/2 paket benmari usulü eritilmiş bitter çikolata

Önce süt kremasını iyice çırparak kabartın, sonra diğer malzemeleri de ekleyerek sürülebilir kıvama gelinceye kadar çırpmaya devam edin.

Ayrıca ;

1 su bardağı Antep fıstığı (bulabilirseniz kavrulmamış olanından)
2 adet 80 gr lık çikolata (Milkanın sütlü siyahı çok uygun)
üzerine serpmek için kakao

1,5 paket kadar çikolatayı benmari usulü (kaynayan su dolu bir tencereye oturtulmuş kabın içinde) eritin. Fıstıkları erimiş çikolatanın içine atarak biraz karıştırın ve hafif katılaşması için kabı sıcak suyun içinden alarak 15 dakika kadar bekleyin. Sonra fıstıkları bir kaşık yardımıyla çikolataya bulanmış olarak alın ve bir yağlı kağıt üzerine dizin. Bu şekilde çikolatanın katılaşması için dolaba koyarak bekletin (ben acelem olduğu için derin dondurucuya koydum).

Bu arada pişen ve hafif soğumuş pandispanyanızı ikiye ayırın. Bunun için özel bir alet aldım ben. Ortasında çelik tel olan kıl testere gibi bir şey. Çok daha kolay kesmemi sağlıyor pandispanyayı.

İkiye ayrılmış pandispanyanın bir katı üzerine kakaolu ara kremamızı sürdükten sonra çikolataya bulanmış fıstıkları ve kıydığınız 1/2 paket çikolatayı boşluk kalmayacak şekilde yayın. Pandispanyanın diğer katı üzerine de bir miktar ara krema sürerek diğerinin üzerine kapatın.

Şimdi de üst kreması ile açık yer kalmayacak şekilde pastanızı kaplayın ve süsleyin.

Afiyet olsun...

Thursday, January 12, 2006

Bizim evin bir klasiği : Zeytinli Kek



Annemin çok sevdiği bir Kıbrıs'lı arkadaşının hatırasıdır bu tarif bize. Çocukluğumdan beri hep çok sevmişimdir. Ne zamandır aklımdaydı sizlerle paylaşmak, oldukça değişik bir tarif çünkü.

Malzemeler:
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağı çekirdekleri ayıklanmış zeytin
3 su bardağı un
2/3 su bardağı erimiş tereyağı (ya da margarin)
1/3 su bardağı zeytinyağı
3 adet yumurta (1'inin sarısı yüzüne)
1 tatlı kaşığı kabartma tozu
2-3 adet incecik doğranmış soğan
1 avuç dolusu kuru nane

Yapılışı:
Tüm malzemeleri karıştırıp kek kalıbına dökebileceğiniz gibi muffin kalıplarına da dökebilirsiniz. Naneyi iyice ufalayarak kullanmak gerekiyor. En son olarak da ayırdığımız 1 yumurta sarısını keklerin yüzüne sürün.

Bu arada geçmiş bayramınız kutlu olsun ve daha nice bayramlar görün sevdiklerinizle birlikte...

Sunday, January 01, 2006