Monday, September 12, 2005

Tanay'ın Milföy Pastası


BAL BADEMLİ MİLFÖY LOKMALARI:

Malzemeler;
6 adet (kare) tatlı milföy hamuru
3 tatlı kaşığı bal+2 tatlı kaşığı su
bir çay tabağı file badem

Krema için hazır pudingleri üzerinde yazandan daha az süt kullanarak pişirebilirsiniz. Ben vanilya aromasını çok sevdiğim için bunu tercih ediyorum. Ya da daha acele yapmanız gerekiyorsa Dr. Oetker'in Dolgu Kreması'nı kullanabilirsiniz. Ya da kendim yapayım derseniz 250 ml süt, tepeleme 1 çorba kaşığı mısır nişastası, 3-4 çorba kaşığı şeker ve vanilya ya da kakao ile krema yapabilirsiniz.

Yapılışı;
Kare milföy hamurlarını dört eşit parçaya bölüp yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine dizin. Önceden ısıtılmış 200 C fırında pişrin. Milföy karecikleri piştiğinde kat kat olacağı için ortasındaki katlardan birinden ikiye ayırın. Aralarına kremaları sıkarak kapatın.
Bir kaseye balı ve suyu koyarak karıştırın ve bir fırça yardımıyla milföylerin üstüne sürün. Daha sonra file bademleri üzerine yerleştirin.

Bu tarifi bana sevgili Bebek Kokusu dostlarımdan Tanay (Özgen) gönderdi. İnsanın küçük çocuğu olunca vakit o kadar değerli bir hale geliyor ki bazen verdiğimiz sözleri tutamayabiliyoruz ya da unutabiliyoruz ama sevgili Tanaycığım bana verdiği sözü unutmayıp özenerek bu tarifi göndermiş. Bu gün bu tatlıyı yaptık ve epeycede kalabalık bir grup tarafından yendi ve çoook beğenildi. Tarifin aslında portakal ya da limon koyulabileceği yazıyordu ama bu gün ben elimin altındaki malzemeye uyarlamak zorunda kaldım :) İnşallah bir dahaki sefere portakallısını denemek istiyorum. Bu şekilde denemek isteyenler için Tanay'ın tarifini aşağıya kopyalıyorum:
"Milföy hamurunu dört adet kare oluşturacak şekilde kesip, ısıtılmış fırında pembe beyaz kalacak şekilde pişiriyoruz. Hemen hemen altı üstü eşit kızarmalı. Sütü tencereye alıp, portakal hariç, tüm malzemeyi koyarak karıştıra karıştıra muhallebi kıvamında pişirip, ocaktan indirmeden portakalın kabuğunu rendeleyip, suyunu da sıkarak, önce portakal suyunu ekleyip, muhallebi tekrar göz göz olmaya başlayınca portakal kabuklarını da koyup, muhallebiyi ocaktan alalım. 5 dakika kadar mikserle çırpıp, hem biraz soğumasını hem de kıvam bulmasını sağladıktan sonra, kızaran milföyleri sandiviç gibi ikiye ayırıp içine muhallebiden sürüp, tekrar kapatalım. Hatta ben yaparken iyice ayırmadan arasına sürmeye özen gösteriyorum. Daha ılıkken üzerine pudra şekeri serpip servis yapıyoruz."

Buradan sana tekrar teşekkür ederim Tanay...
Afiyet olsun!

8 comments:

Sibel said...

Hmmm balbadem ve milföy birarada! Tehlikeli tatlar bunlar Banu!

Tuhfe said...

Çok güzel görünüyor, ellerine sağlık.

Banu Ucak said...

Hiç sorma Sibel hem de o kadar tehlikeli ki bu gün kalanları gözüm görmesin bari diye konu komşuya dağıttım :)) Eh malum yarınki etkinlik içim de dolapta bekleyen başka bir tehlike var ;)

Tuhfecim teşekkür ederim, inan bana tadı da görüntüsünü hiç aratmıyor. Eve ilk portakalı tarifin aslını denemek için almayı düşünüyorum :))

Doruk said...

Neffisssssss! Uma uma döndük muma. Yakında internetten tatlı, pasta göndereceğimiz günler de gelecek mi acaba? İnşallah!!!

Banu Ucak said...

Burcucuğum o günler gelirse yandık diyorum! Ya da artık bir hafta pasta börek üç hafta diyet yemekleri şeklinde bir blog alışkanlığı edinmemiz gerekebilir :))

Banu Ucak said...

Sevgili Burcu ben Ankara'da Real marketten almıştım, Harika diye bir markanın. Aslında daha önce çok rahat bulunabilen bir şeydi sonra ortadan kalktı ve şimdi yine buldum. Biz de annemle çok yaparız bu tip tatlıları. Mesela annem elmalı cevizli tarçınlı iç hazırlayıp börek gibi pişirir ve çok hafif lezzetli bir tatlı olur. Bu markanın tatlı milföyü de çok hoşumuza gidiyor. Umarım yakında daha kolay bulunabilir hale gelir.

sevgiler

Sardunya said...

Banu
Muhteşem olmuş... Ağzım sulandı. Ben bademi Isparta halk pazarından almıştım bir kere. Bir daha da öyle badem bulamadım. Bir de annenin elmalı tatlısından annem de yapıyor:) Nasıl leziz di mi? elma tarçın hafif kavuruyor, milföyün arasına, hoop fırına...

Banu Ucak said...

Sardunyacım ah Isparta deyince aklıma neler geldi. Biz uzun yıllar yaz tatillerimizi Antalya'da geçirmişizdir çocukluğumdan genç kızlığıma kadar. Her tatil dönüşü babam mutlaka Isparta'nın ilçesi (ya da kazası mıydı acaba) Gümüşgül'e uğrar ve kocaman torbalarda çeşit çeşit yer fıstıkları alırdı. Yolda başlardık yemeye arabanın her yanı fıstık kabuğu dolardı :) O fıstıkların tadını bir daha hiç bulamadım :( İnşallah bir gün yine yolum oralardan geçer...
sevgiler,