Wednesday, October 17, 2007

Bodrum, Yatağan ve hatta Pınarbaşı

Şöyle bir yer düşünün: Dev gibi ağaçların altındasınız hatta girişte de sizi asırlık bir çınar ağacı karşılamakta... Bulunduğunuz mekanın orta yerinden harika bir su akıyor. Bu suyun etrafında muhtelif yelerde yerleştirilmiş masalar var. Yazın en sıcak günlerinde bile insanı rahatlatan güzel bir serinlik var. Şu ördeklerin keyfine bakın :) Masanıza yerleştiğinizde gelip bir hoşgeldin diyorlar e siz de geleni boş göndermek olmaz diyip masadaki ekmeklerden ikram ediyorsunuz onlar da afiyetle yiyor! Özlediğiniz sükuneti bulmaya başlıyorsunuz.

Derken ikramlar başlıyor ve salatalar, bazlamalar ve yoğurt geliyor. Benim için giriş, gelişme ve sonuç bundan iberettir! Sonradan gelecek yemeklere yer kalmaz kaygısı duymadan, doya doya yiyorum gelenleri. Hele o közlenmiş biber ve patlıcanın üzerine gezdirilmiş harika sızma zeytinyağı bir de az miktarda sarımsakla zenginleştirilmişse bundan güzel bir ziyafet olabilir mi?...

Çoban salatasının hakkını da yemeyelim ama şimdi :) Salata bittiğinde tabakta içindeki yemeğin ne olduğuna dair pek bir emare kalmamıştı. Salataların ardından zeytinyağın peşine düştüm. 2 lt aldım denemek için ve şimdi niye daha fazla almadım diye hayıflanıp duruyorum. Bir de o harika yoğurt! Yedikçe yiyesi geliyor insanın o kadar tatlı ki!...
Tabi menüdeki her şey salatadan ibaret değildi. Et sevenler için daha yeni başlıyordu her şey. Sac kavurmalar, ızgara balıklar, şişler... Bi de önceden telefon açıp piliç dolma hazırlatabiliyormuşsunuz. Çok da güzel yapıyorlarmış. Kaynaklarım çok güvenilirdir ;)
Pınarbaşı, bizim sıklıkla uğradığımız bir yer ama belirtmek gerekiyor ki Bodrum'a yaklaşık 90 km lik bir mesafede. Biraz uzak yani :) Bundan dolayı genellikle akşamüstü saatlerinde Bodrum'a varmadan önce yolculuğun finale yakın bölümünü burada yapmayı tercih ediyoruz. O yolun bütün yorgunluğunu orada atacağınızdan emin olarak uğramanızı tavsiye ederim.

5 comments:

Nazkız said...

Biz de Bodrum fanatiği bir aile olduğumuz ve annemin yazlığı orada olduğu için Bodrum ile ilgili her tavsiye itina ile denenir... Resimlerden ve anlattıklarından her şeyin çok leziz olduğu açık, ördeklerin de keyfine diyecek yok, eh bize de anca şu an için bu mekanı hafızaya kazıyp seneye denemek ve sonrasında bloğa yayınlamak düşer!

pelin said...

çok güzel anlatmışsın yolumuz düşerse muhakkak uğrayacağız. sevgiler

Sibel said...

Banucum öyle anlatmışsın ki o bazlamaları salataların suyuna banar gibi oldum okurken, ağzım sulandı valla! Geçenlerde bazlama aradım ama fırın cenneti Pangaltı'da bile bulamadım, daha ne diyeyim.. En kısa zamanda bir köy sofrasına oturmak dileğiyle:)

cilek-marzipan said...

Şu patlican salatasi ve uzerine dokulmus halis zeytinyagi olayı beni bitirdi vallahii... Patlıcan kozlemesi gibi eşsiz bir tat var mı bu dünyada, ama şimdi böyle de anlatılır mı yani... Ne diyeyim , zevkle okudum yazını, eh bir de olsaydı da yeseydik...
sevgiler
Ezgi

Anonymous said...

Merhaba. Anlattığınız restoranın bizim çocukken gittiğimiz bir yer olduğunu düşünüyoruz. Biz de ördeklere ekmek atardık. Orayı yeniden bulabilmeyi çok isteriz. Ancak elimizde restoranın adı veya adresi yok. İsim ve adres bilgilerini de yazarsanız çok sevineceğiz. Teşekkürler.